Seneler önce yurtışında gittiğim bir detoks merkezinde, normal bağırsak çalışmasının günde 3 kere olması gerektiğini anlatmıştı uzman. “Sabah uyandıktan sonra yarım saat içinde ve iki büyük öğünden sonra bağırsak çalışması olan kişi sağlıklıdır.” demişiti.
Detoks dünyasında olduğum son 10 senedir o kadar çok “21 gündür doğru dürüst tuvalete çıkamadım…” diye yakınan kişi ile karşılaştım ki, çoğu kişiye ütopik gelecek bu günde 3 kere ideali yerine “Her 24 saatte bir tuvalete çıkmazsanız, bu konuda muhakkak bir şey yapın, çünkü bu bütün gün evde biriktirdiğiniz çöpü atmadan yatağınıza koyup uyumanıza benzer…” diyerek bağırsak çalışmalarının önemini anlatmaya çalıştım. Eğer siz de bir günden fazla süredir kalınbağırsak hareketi yaşamadıysanız, bu konuda bir şeyler yapmanız gereklidir.
Hara-kiri ile hayata son vermek, “Zaten ölümün geleceği organlardan ölümü başlatmaktır…” der bazı Uzakdoğu gelenekleri. Batı’da eskiden prostat ve göğüs kanserinden korkulurken, artan kolon kanseri vakkaları gözleri bağırsak sağlığına çevirdi.
Evlerimize giren paketlenmiş, raf ömrü arttırılmış suni yiyecekler, aşırı hayvansal protein tüketimi, litrelerce tüketilen asitli içecekler, seneler boyunca ve hergün alınan ilaçlar, ağız kuruluğunu kafeinli içeceklerle giderip saf su tüketimini unutan bedenler, aşırı stres, hareketsiz geçiriler uzun çalışma saatleri, bağırsak sağlığımızı tehdit eden çok önemli faktörler.
Doğal yaşamdan uzaklaştıkça, fonksiyon bozukluğuna uğrayan ve ciddi hastalıklara vücudumuzun kapılarını açan organların başında gelen bağırsağın sağlığı için yapılacak şeylerin başında sulu temizlik geliyor.
Diyelim ki 47 yaşındasınız. İlk iki seneyi annenizin sütü ile geçirdiğinizi farz edersek, 45 senedir günde ortalam 3 kez yemek yediniz. Senede 365 gün x 3 kere yemek x 45 sene = 49,275 kere. Bu kadar kez yediğiniz her şey acaba bahçenizden maydanoz, salatalık, domates miydi? 2 sene raf ömrü olan bisküviler, 6 ay raf ömrü olan cipsler, haftalarca bozulmadan, ekşimeden dayanan besinler, aylarca bozulmayan meyve suları, plastik şişede ısıda ve soğukta kalmış içine plastikten maddeler karışmış sular, avuçla alınan ilaçlar, şekerlerin üzerindeki gıda boyaları vb bir çok suni maddeyi sisteminize aldığınızda hepsini sindirebildiniz veya atabildiniz mi? Bunun da üstüne eğer probiyotik dengeniz ve floranız kötü beslenme dolayısı ile bozulduysa, bağırsak geçirgenliğiniz artmış ve bu zararlı maddeler bağırsak duvarını geçerek kana karışmaya başlamış demektir.
Ortalama 300 metrekare yüz ölçümü olan bağırsağın arada saf su ile harektelendirilmesi ve kalıntıların dışarı atılması asırlardır her kültürde ve coğrafyada yapılan bir temizlik işlemi.
Dünyada birçok sağlık ve spa merkezinde doktor gözetiminde hemşireler tarafından yapılan profesyonel kolon hidrorterapi uygulanmakta. Kolon hidroterapisinin kökleri milattan önce 1500’lü yıllara kadar uzanıyor. 19’uncu yüzyılda biyokimya ve mikrobiyoloji çalışmaları da bağırsak temizliğini yeniden gündeme getirdı. Uzakdoğu ve Rusya’da ailelerde, ayda bir evde lavman torbaları ile kalınbağırsak temizliği çok yaygın.
Tamamen yanlış yiyecek seçimlerimizden ve doğadan uzak beslenme alışkanlıklarımızdan kaynaklanan toksik birikintiler ve yarı sindirilmiş proteinlerin temizlenmesi için basit bir sulu temizleme, hastalanmadan yaşama çabamızın en önemli adımlarından biridir.
Korkmamız gereken bu hassas organımızın boşaltılması değil, toksik ve suni maddelerle dolu olmasıdır….
Gül Kaynak
Şubat 2012
Dünyada Tıp Doktorları Gözetiminde Kalınbağırsak Temizliği Uygulayan En Ünlü Merkezlerden Bazıları:
D Life – İstanbul
Buchinger Clinic – Almanya / İspanya
Chiva Som – Tayland
Kamalaya – Tayland
Spa Samui – Tayland
PH Miracle Center – ABD
Hippocrates Health Institude – ABD
An Oasis of Healing – ABD